MASAJIN TARİHİ; “MASAJ” sözcüğünün grekçe de “yoğurma” sözünden türetildiği düşünülür. Kayıtlar eski ÇİN ‘de 5000 yıl öncesinden masaj ve egzersiz sisteminin olduğunu göstermektedir. Japon ve Mısır ‘ da ki eski medeniyetlerinde masaj sanatını kullandıkları bilinmektedir. Mısır mezarlarında’ da çeşitli krem ve yağların kullanıldığını, bu krem ve yağlarında saklandığı çeşitli şişe ve kaplarının İngiltere ‘de BRITISH MUSEUM ‘da sergilendiğini biliniyor.
Günümüzdeki kozmetik şişeler için bir çok düzenleme bunlardan esinlenerek hazırlanmıştır. M.Ö. 380 yıllarında tıbbın babası HİPPOKRAT , M.Ö. 500 yıllarında Yunan tarihçisi HERODOTES egzersizlerle birlikte masaj sanatını uyguladıkları
M.S. 15 , 16 ve 17. ci yüzyıllar boyunca İSVİÇRE, FRANSA, İTALYA, PRUSYA, İNGİLTERE geliştirip uygulamışlar. 18. yüzyıl sonundan itibaren masaj sanatında büyük canlanmalar başlamış ve İsveçli Peter Henry Ling (1776-1830) yılları arasında büyük katkıları olmuş.
19. Yüzyıl sonlarında onun etkisi ile tüm Avrupa ve Amerika ‘ya yayılarak günümüze kadar gelmiş olan bu masaj ‘a ORTA AVRUPA MASAJI adı verilmiştir. Elektirikli ,elektronik ve dijital olarak kullanılan aletlerle yapılan masaja ise ANGULO AMERİKAN MASAJ I adı ile bilinir.
Kaslar çalıştığı zaman daha fazla oksijen desteğine ihtiyaç duyar ve daha fazla atık ürünler ortaya çıkar. Kaslar dinlenirken atık ürünler birikir ve sertliklere sebep olurlar. Kaslara masaj yapılırsa kanlanma,dolaşım artacak ve bu artmış dolaşım yalnızca kas dokusunu beslemekle kalmaz oksijen getirip,atık ürünleride absorbe ederek vücuttan dışarı atılımı sağlar. Masajla kasların kuvveti ,fonksiyonel gücü korunmuş olur.
DOLAŞIMA ÜZERİNE ETKİLERİ
Venlerin çok fazla kapakçık içermesi nedeniyle geri akış imkansızdır. Fakat masaj arterdeki kalpteki dolaşımı doğrudan etkilemez. Dolaylı olarak atık ürünlerin ,toksinlerin, karbondioksitin hızlı şekilde taşınmasını sağlar. Hızlanmış venöz dolaşım nedeniyle oksijen ve tüm besinler arter yoluyla tekrar alınır.
KEMİK EKLEMLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Periosta (kemik zarı) basınç yapılması kemiklerde kan dolaşımını uyarır. Bu kemiğin kendisini, komşu bölgedeki eklemleri besler. Eklemlerde hareketin sağlanması ve arttırılması düzenli uygulandığında masajın başka bir etkisidir.
SİNİRLER ÜZERİNE ETKİLERİ
Masaj genel olarak sinirler üzerinde uyarıcı ve zindelik verici bir etkiye sahiptir. Sinir sisteminin gevşemesini ve sakinleşmesinide sağlamaktadır.
AKCİĞER ÜZERİNE ETKİLERİ
Akciğerlerin durumu masajla iyileştirilebilir. İndirekt olarak masaj toraks eklemlerinin hareket ettirilmesi,solunum kaslarının tonusunun (kasların dinlenme halindeki gerginlik durumu) düzeltilmesi sonucu akciğerin havalanmasına yardım eder. Akciğer dokusunun beslenmesindeki artışla karbondioksitin uzaklaştırılıp,oksijenin tazelenmesini sağlayan gaz alış verişinide arttırır. Sonuç olarak akciğerlerin hareketini etkileyerek , daha derin insprasyon (nefes alma),expirasyon (nefes verme) olaylarını da olumlu olarak etkiler.
DERİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Tüm diğer sistemler gibi,derinin fonksiyonlarıda masajla daha aktif duruma getirilir. Deri dolaşımı hızlanır,salgı bezleri kanla beslendikçe daha fazla sebum (yağlı bir vücut salgısı) üretir. Dolayısıyla bu da deriyi daha yumuşak ve esnek yapar.. Enfeksiyonlara karşı direncini arttırır,derinin daha fazla oksijen almasını da sağlar.
YAĞ DOKUSU ÜZERİNE ETKİLERİ
Masajla yağ dokusunun yoğun olan bölgeleri yumuşatılabildiği gibi masaj doku sıvılarını itmede ve yağ lobüllerinin sebep olduğu ödemide azaltmaya yardım eder.
ABDOMİNAL ORGANLAR ÜZERİNE ETKİLERİ
Masaj sindirim sistemi üzerindeki istemsiz kasları etkiler ve peristalsis denilen barsak hareketlerini uyarıp artmasına, indirim kanalı sinirlerini sakinleştirip rahatlamasını sağlar. Karaciğerin hücre aktivitesini uyarıp arttırır, safra kesesinde üretilen safranın daha fazla üretimini sağladığı gibi safra salgısı her hangi bir eksiklikte karaciğerdeki hücre aktivitesini destekler. Sonuç olarak bu bölgenin dolaşımını da arttırır.
Kan dolaşımının düzenlenmesini ,vücut yorgunluğunun giderilmesini,eski kuvvetin ve sağlığının korunmasını, psikolojik değişim ve neşenin kazanılmasını sağlayıp vücudun genel dengesini de korur.
